Anne Ördek sabırla yumurtalarının
kırılmasını bekliyordu. Vakit tamamlanınca ördek yavruları
yumurtalarından çıkmaya başladılar. Fakat en son ve en büyük yumurta bir
türlü kırılmıyordu. Sonunda yumurtanın beyaz kabuğu çatladı.
Diğerlerinden daha gri ve farklı olan ördek yavrusunun küçük kafası
göründü. Anne ördek yeni doğan yavruya bakarak ; “Umarım değişir..” dedi
şevkatle. Zaman ilerliyordu ama ördek yavrusunun rengi hala griydi.
Kümesin bütün hayvanları onunla alay ediyorlar, ona “çirkin ördek
yavrusu” diye sesleniyorlardı.
Zavallı
yavru o kadar mutsuzduki sonunda uzaklara gitmeye karar verdi. Gün
boyunca yürüdü gece olunca ise çok yorulmuştu. Mola verdi. Bir yanda
açlık, bir yanda korku…Ama yapabileceği hiç birşey olmadığından derin
bir uykuya dalmakta gecikmedi.
Ertesi sabah su sesleriyle
gözlerini açtı. Geceyi yaban ördeklerinin çılgınca eğlendiği küçük bir
göl kıyısında geçirdiğini anladı. Bu gürültücü arkadaşlarına kendini
tanıtmaya hazırlanıyordu. Birden bir tüfek sesi ile irkildi. hiç zaman
kaybetmeden ordan uzaklaştı. Çok geçmemişti ki küçük ördek kendini bir
çiftlikte buldu. Çiftliğin sahibi yaşlı kadın onu doyurdu. Ateşin
yanında uyumasına izin verdi. Fakat yavru ördek bir göl bulabilme
umuduyla oradan da uzaklaştı.
Günlerce bir göl bulabilmek için
rastgele yoluna devam etti. Sonunda bir göl kıyısına ulaştı. Bu arada
yanlız başına yaşamayı öğreniyordu. Bu göl kıyısında yavru ördek gün
geçtikçe büyüyordu. Kendisi farkında olmadan görüntüsü değişiyordu.
Geçen kuğuları gördükçe onların asil duruşları ve güzel görünüşlerinden
dolayı iç çekiyordu.
İlkbaharda bir kuğu sürüsü gölün
kıyısına yuva yapmaya geldi. Çirkin ördek yavrusuyla tanışmak için
yaklaştılar. Fakat kendisini bu zarif kuşlarla arkadaşlık etmek için çok
çirkin ve kaba buluyordu.Birden bire suda aksini gördü. O da ne!…
Kendisini güzel bir kuğuya dönüşmüş olduğunu farketti. Kuğu sürüsüne katıldı ve ömür boyu mutlu oldu.