Geçmiş yerinde değil sökülmüş çivileri
Tırpan gazapta, kısık ateşinde demleniyor zehir
Boynunda paslı takıları derinlerde biri
Denizlerin yeşil yosunları biçilir
Çatlak puslu aynalarda kadim zaman şölenleri
Sarhoş mumyalar sızar sızar gerilir
Kavrulmuş gölgeler, suyun kısılmış sesi
Eridikçe bulutlar, çağlar gümüş bir nehir
Faytonlarımı kanatlı atlar çeker çın çın
Gökadalarında yıldız yıldız çığ yüklü
Bakır seslidir aşk bende, gürültülü ve biraz hırçın
Kar nereden bilsin beyazından üşüdüğümü
Türkay Arif Damla