Aşık olduğunu söyleyenlerin kanındaki serotonin oranı çok yüksek. Aşık olmayanlarda ise bu oran düşük.
Aşk duygusunun biyokimyasını yakalama çabasında yoğun araştırmalar
yapan, İtalya'nın Pisa Üniversitesi Psikiyatri Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Donatella Marazziti, insanların aşk diye yorumladığı duygunun
aslında biyokimyadan başka bir şey olmadığını öne sürdü.
Aşk duygusunun biyokimyasını yakalama çabasında yoğun araştırmalar yapan
Prof. Marazziti, 'aşık olmanın bir nevi ruh hastalığı olduğunu' ve
başka ruh hastalıklarına benzer etkiler gösterdiğini belirterek aşk
duygusunu 'Mikroparanoya' diye adlandırdı.
Aşık olan ve olmayan gençlerin vücudundaki mutluluk hormonu olarak
bilinen 'serotonin' oranını ölçerek tezlerini destekleyen psikiyatri
uzmanı, şunları söyledi:
'Aşk denilen ruh hali, bilimsel açıdan vücut biyokimyasının etkisinden
başka bir şey değil. İnsanlarda hastalık etkisi gösterir. Aşık olduğunu
söyleyenlerin kanındaki serotonin oranı çok yüksek. Aşık olmayanlarda
ise bu oran düşük. Benim ve ekibimin araştırmalarında ortaya çıkan en
ilginç sonuç ise asabi ve hafif paranoya insanlarda serotonin oranının
aşık insanlarındakiyle hemen hemen aynı oranda olması.'
ORGAZMIN KİMYASI
Aşık olma duygusu yaşayan insanlarda serotonin ile birlikte salgılanan
PEA (Feniletülamid) molekülünün beyinde halüsinasyon etkisini yaptığı ve
bu nedenle insanın kendini adete rüya aleminde gibi hissettiğini
belirten Prof. Marazziti orgazm anında salgılanan 'oksitosin' ve
'vasopresin' hormonlarının da mutluluk duygusunu artırdığını kaydetti.