Kafdağı’nın
da ötelerinde bir ülkede öksüz bir çocuk yaşarmış. Üveyannesi
bu oğlanı hiç sevmez. yemek bile vermeden koyunlara
çobanlık etsin diye kırlara gönderirmiş. Öğle vakti
geldiğinde öksüz oğlan çıkınındaki kuru ekmeği çıkarır,
pınarın suyunda ıslatarak yumuşatır, karnını doyururmuş.
Bir gün yine ekmeğini suya batıra batıra yerken bir
dilenci gelmiş. Öksüz oğlan onunla konuşmaya başlamış.Derdini
anlatmış, ama dilencinin de karnının aç olduğunu öğrenince
kuru ekmeğini onunla paylaşmış.
Yemekleri bitince dilenci ona şöyle demiş:
“Ben aslında bir dilenci değilim, dilenci kılığında gezen
bir periyim. İstediğin şeyleri gerçeğe dönüştürebilirim.
Üç dilekte bulunabilirsin.”
Öksüz oğlan ne dileyeceğini düşünmüş ve şöyle demiş:
“Birine baktığımda onu hıçkırık tutmasını istiyorum.
İkinci olarak bir ok istiyorum. Elimdeki yayı ve oku gören
kim varsa, oku attığım yere doğru koşmalı. Bu da ikinci
dileğim.Üçüncü dileğime gelince; bir kaval istiyorum.
Çalınca dinleyen herkesi istese de istemese de dans
ettiren sihirli bir kavalım olsun.”
Dilenci çocuğun isteklerini yerine getirip kayboluvermiş.
Akşam eve döndüğünde üvey annesi daha eve girmeden çocuğa
bağırmaya başlayınca, oğlan da üvey annesinin gözlerine
bakmış. Üvey annesini bunun üzerine bir hıçkırık tutmuş ki
sormayın. Bırakın oğlanı azarlamayı, artık konuşamaz hale
gelmiş.
Üvey annesi sabaha kadar hıçkırmış, sonra da üvey oğlunun
kendine büyü yaptığını düşündüğünden krala gidip oğlunu
şikayet etmiş. Kral askerlerini gönderip oğlanı huzuruna
çıkarmış.
Kral, gül bahçesinde, palmiye yaprakları altında keyif
yaparken annesine büyü yaptığı için öksüz çocuğa ceza
vermeye hazırlanırken, oğlan da yayını çıkarıp dikenli gül
fidanlarına doğru bir ok atmış. Kral, askerleri ve
hizmetkarları, hep birlikte okun ardından güllerin arasına
koşmuşlar.
Öksüz oğlan bunun üzerine kavalını çıkarıp çalmaya başlamış.
Bütün saray halkı güller arasında oynamaya başlamaz mı!
Yorgunluktan bitkin düşünceye kadar oynamayı bırakamamışlar.
Elleri yüzleri gül dikenleriyle çizilmiş, ama dans etmekten
kendilerini alamıyorlarmış. Kral öksüz çocuğa yalvarmış.
Kaval çalmayı kestiği taktirde her istediğini yapacağına
dair söz vermiş.
Oğlan da kavalı bırakmış.Gerçekten de kral sözünü tutmuş.
Oğlanı yanına baş yardımcısı olarak almış. Çocuğuna eziyet
eden üvey anneleri cezalandırmak için bir de kanun
çıkarmış.