Sitemizden Yararlanmak İçin Üye Olunuz !!!Altın Saçlı Kız B-261910-üye_ol
Pozitif Seyir
Sitemizden Yararlanmak İçin Üye Olunuz !!!Altın Saçlı Kız B-261910-üye_ol
Pozitif Seyir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaİletişimLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Altın Saçlı Kız

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
hsn25
™Pozitif Seyir™
™Pozitif Seyir™
hsn25


Altın Saçlı Kız Shanex10
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Altın Saçlı Kız Shanex11
Kayıt tarihi : 11/08/10
Altın Saçlı Kız Shanex11
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 460
Altın Saçlı Kız Shanex11
<b>Nerden</b> Nerden : istanbul
Altın Saçlı Kız Shanex11
<b>Yaş</b> Yaş : 32
Altın Saçlı Kız Shanex11
Cinsiyet : Erkek Altın Saçlı Kız Shanex11
Ruh Halim : Komik
Altın Saçlı Kız Shanex11
Tuttuğu Takım : FenerBahçeli
Altın Saçlı Kız Shanex12

Altın Saçlı Kız Empty
MesajKonu: Altın Saçlı Kız   Altın Saçlı Kız I_icon_minitimeCuma Ağus. 13, 2010 1:30 pm

Evvel zaman içinde
Kalbur saman içinde
Cinler top oynarken eski hamam içinde
Beni yola saldırlar
...


Yolda bir tarak buldum

Aldım eve gittim

Ev bahçe içinde…

Zamanın birinde, bundan çok yıllar önce.
Saraylarda padişahların yaşadığı, meydanlarda okların atıldığı,
pazarlarda altın sikkelerle alış veriş yapıldığı zamanın birindeGüzel
bir bahçenin tam ortasına kurulu bembeyaz bir ev varmış. Bu evde altın
sarısı saçları olan güzel mi güzel, alımlı mı alımlı; al yanaklı, gül
dudaklı, boylu poslu, Bukle adında bir genç kız anneciği ile beraber
otururmuş.


Güzeller güzeli Bukle her sabah,
babaannesinden kalma bir kemik tarak ile saçlarını taramayı pek
severmiş. Bir saat, iki saat hiç bıkmadan tarar da tararmış yumuşacık
saçlarını. Sonra da tarağın dişlerine takılan, bir de yere dökülen
tellerini itinayla toplarmış. Onları pembe ipek mendilinin içine sarar
bir çekmecede saklarmış.


Oturdukları beyaz evin bahçesi öyle güzel çiçeklerle
bezeliymiş ki, kokuları siz deyin on mahalle, ben diyeyim yirmi mahalle
öteden duyulurmuş. Renkleri o kadar canlı, o kadar başkaymış ki;
bahçenin önünden her geçen durup bakar, hayran kalırmış bu güzelliğe.
Bukle’nin annesi Menzile, bir çocuk gibi severmiş bu güzel çiçekleri.
Okşarmış, öpermiş; her akşam güneş batınca dağların gerisine, ay ışığı
altında sularmış tek tek. Laleler onu gördüklerinde daha dik durmaya,
menekşeler kokularını her köşeye yaymaya, güller iri iri açmaya
çalışırlar; güzellik yarışına girişirlermiş. Hem çiçeklerle yaşamak öyle
kolay da değilmiş. Çabuk küser, çabuk solar, çabuk bükerlermiş
boyunlarını. Pek nazlı, pek nazenin, pek hassas, pek narin, pek kırılgan
imişler. Öyleymişler işte. Sevgi imiş asıl onları besleyip büyüten.


Menzile haftada bir kere, karanlık çöker çökmez
Bukle’nin altın sarısı tellerinden birisini alır, bahçedeki o güzel
çiçeklerden seçtiğinin içine usulca koyarmış. Ertesi sabah da aynı çiçek
bir altın verirmiş Menzile’ye. Bu, kimseye duyurmak istemedikleri bir
sırmış. Anne kız böyle yaşar giderlermiş işte. Kimseye zararları yokmuş.
Kimseye de muhtaç değillermiş.


Ancak insanlar çeşit çeşitmiş. İyiler de çokmuş, kötüler
de… Kimin iyi, kimin kötü olduğunu ise bilebilmek pek zormuş. Günlerden
bir gün nasıl olduysa, kadının biri, bir köşede durur iken Menzile’nin
çiçekten aldığı altını görüvermiş. Hayret etmiş, gözlerine inanamamış,
dönüp bir daha bakmış “gördüklerim doğru mu acep!” diye. Hemen aklında
türlü fikirler dolaşmaya, bu fikirler bir kurt gibi beynini kemirmeye
başlamış. Sonunda bu fikirlere yenilip de aklınca bir plan hazırlamış.
Üzerine eski püskü, yırtık pırtık giysiler geçirip elini yüzünü kire
pasa bulayıp, varmış güzel bahçeli beyaz evin kapısına.


Menzile çıkmış bu perişan görünen kadının karşısına.
“Buyrun” demiş gülümseyerek. Kadın iki büklüm durarak, kısık sesle
“misafir etseniz beni birkaç gün Allah rızası için” demiş ve kapının
önüne yığılıp kalmış. Menzile kadına pek acımış, haline pek üzülmüş.
Hemen ana kız içeri taşımışlar kadını. Yatağa yatırıp üstünü örtmüşler.
Merakla başında beklemeye başlamışlar. Bir süre sonra kadın açmış
gözlerini “su içsem” demiş. Bukle bir koşu su getimiş. “Açım” demiş
bunun üzerine kadın. Bu sefer de Menzile koşmuş mutfağa, sıcak çorba
getirmiş. Bir güzel karnını doyurmuş kadın. Ardından da açmış elerini,
uzun uzun dua etmiş bu güzel insanlara:


“Allah ne muradınız varsa versin.

Sağlık, mutluluk, huzur dolsun eviniz.

Tuttuğunuz altın, sofranız bereketli olsun.

Eviniz sıcak, yüreğiniz ferah olsun.

Yarınınız güzel, seveniniz bol olsun.

Kötülük dokunamadan geçip gitsin çatınızın üzerinden.

……….”

Bir güzel dualar etmiş ki kadın oturduğu
yerden, Bukle ve Menzile pek sevinmişler. Menzile “evin yoksa kal
bizimle, yoldaş olursun bize” demiş. Kadın hiç beklemeden hemen atılmış.
“Olur olur, kalırım” diyerek bir çığlık bırakmış havaya. Kim ne düşünür
nereden bilsin Menzile. Kimin niyeti nedir nasıl bilsin Menzile.


O günden sonra birlikte yaşamaya başlamışlar
beyaz evde. Güzel, temiz elbiseler vermiş Menzile kadına. Birlikte
yiyip birlikte içmeye, birlikte gezip birlikte tozmaya, birlikte oturup
birlikte kalkmaya kısa zamanda pek alışmışlar. Her sabah Bukle’nin altın
sarısı saçlarını o tarar olmuş. Her teli itinayla toplamış, kimse
görmeden bir kısmını ayırıp saklamış. Fırsat buldukça bahçeye çıkıp
çiçeklere koymuş telleri. Ertesi sabah da bir bir toplamış altınları.


Günler geçmiş, haftalar geçmiş, aylar
geçmiş. Kadın usanmış bu işten. Yorulmuş, bıkmış, “yeter artık” diyerek
bir gece yarısı uyurken Bukle derin derin, mışıl mışıl; almış makası
eline, altın saçını kökünden tutup kesmiş bir çırpıda.


İşte o an olmuş ne olduysa, altın saçın her
bir teli kocaman bir yılana dönüşüp atlamışlar kadının üstüne. Oracıkta
sokup öldüreceklermiş neredeyse, Bukle “durun” demeseymiş. Kadın
korkudan küçük dilini yutmuş da, bir dahi hiç konuşamamış. Ödü “pat”
diye patlamış da aklı yerinden oynamış. O günden sonra da kiminle
karşılaştıysa, saçının tellerini yaşmağının ucundan gösterip birşeyler
geveler, birşeyler anlatmak istermiş. Lakin kimse ne dediğini bir türlü
anlayamazmış bu deli kadının. Acıdıklarından eline ekmek parası
tutuşturup yollarına devam ederlermiş.


Birgün bir sokağın köşesinde bağdaş kurmuş
otururken ak sakallı bir dede gelip durmuş karşısında. Uzun uzun bakmış
gözlerine bir şey okur gibi. Sonra da “bir adam vardı buralarda yaşayan”
demiş kadına. “Nalbant idi. Herkes sever, herkes hürmet eder, herkes
pek güvenirdi ona. Bir sabah senin gibi o da gördü çiçeklerin verdiği
altınları. Göz bir gördü mü, akıl bir yazdı mı kenara gözün gördüklerini
insan kendini tutamaz olur. Günler boyu eline iş alamadı. Gelip
gidenler “niye çalışmıyorsun, hasta mısın?” diye sordular uzun süre.
Nalbant kimseyle tek kelime konuşmadı. Gözünün önünden çil çil altınlar
gitmiyordu. Bir damla uyku girmedi gözüne. Sonra baktı ki olmayacak;
eline koluna, diline kulağına bir de aklına hakim olamayacak. Her bir
şeyini, neyi var neyi yoksa olduğu gibi bırakıp çekti gitti buralardan.
Kimseler bir daha haber alamadı nalbanttan. Ne nereye gittiğini
öğrendiler, ne de neler yaptığını duydular. Ben sana söyliyeyim mi ne
oldu nalbanta?”


Kadın gözleri yuvalarından fırlayacakmış
gibi bakmış dedeye, karşısında duran bir canavarmış gibi. Devam etmiş ak
sakallı dede konuşmaya. “Nalbant şimdi padişahın sağ kolu. Vezir oldu
memlekete. Eğer senin gibi tutamasaydı kendini, bu şehrin sokaklarında
dolaşacak, adı “deli nalbant”a çıkacaktı belki de.”


Konuşması bitince dede yürüye yürüye
uzaklaşmış kadının yanından. Onun arkasından bakakalan kadın saçını
başını yola yola bağırmış da duyanlar gök yarıldı sanmış. Çocuklar öyle
bir ağlamış ki üç gün üç gece susturamamışlar. Kediler korkup damdan
dama atlaya atlaya başka şehirde miyavlamaya gitmişler.


Bukle’nin saçları da kısa sürede uzamış,
yine eskisi gibi taranacak hale gelmiş. Açgözlü olmanın, yalan
söylemenin, kötü düşüncelerin ne kadar zararlı olduğunu da daha iyi
öğrenmiş. Anne kız uzun yıllar mutlu bir şekilde, beyaz evlerinde, güzel
çiçekleri ile yaşamaya devam etmişler. Bir daha da kimseye güvenip
evlerine almayı hiç düşünmemişler.


Naz Ferniba
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Altın Saçlı Kız
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ilkbaharın altın formülü
» Sıcaklara karşı 10 altın yöntem
» Internet Explorer 8'i hızlandırmak için 10 altın öneri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kültür ve Sanat Rehberi :: Büyüklerden Masallar-
Buraya geçin: