Bir zamanlar ormanın derinliklerinde ufacık bir kulübede yaşlı mı yaşlı bir nine yaşarmış.
Kimi kimsesi yokmuş. Dünya onu, o dünyayı unutmuş. Bütün
yaz boyunca ormandan şifalı bitki, meyve sebze toplar,
onlarla beslenir; bir kısmını kurutur; kışın da kulübesinden
neredeyse hiç çıkmadan onlarla yaşarmış.
Kış aylarını evinde geçirmesi biraz canını sıkarmış, ama
kış geldiğinde de en büyük eğlencesi Noel’i beklemek
olurmuş.
Noel gecesini iple çeker, sonunda çok beklediği o gece
geldiğinde kulübesinin bir göz odasına ufacık çam ağacını
kurarmış. En çok sevdiği süs ise ağacın en alt dalına
astığı güvercin yuvasıymış.
Kırmızı porselenden yapılan bu minicik güvercin yuvasında
üç minicik güvercin varmış. Hepsi değişik renkte olan
güvercinler hakiki güvercinler gibi canlı dururlar,
izleyende her an sanki uçuvereceklermiş izlenimi bırakırlarmış.
İşte o Noel gecesi de ninenin sabırsızlıkla beklediği an
gelmiş. Ufacık ağacını itinayla kurmuş, kuru çiçeklerle,
meyvelerle süslemiş, en alt dala hayattaki en büyük
hazinesi olan güvercin yuvasını takmış ve ağacın üzerindeki
minicik mumları ve maytapları yakmış.
Ama çok
kötü bir şey olmuş! Yanan maytaplardan çıkan
kıvılcımlardan biri tam güvercin yuvasının üzerine düşmüş
ve güvercinler sıcaklığın etkisiyle olsa gerek, parça
parça oluvermişler.
Nine çok üzülmüş. Bütün gece ağlamış, güvercinlerinin
neden kendini bırakıp gittiklerini, güvercinsiz bir çam
ağacının artık neye yarayacağını düşünmüş. Hayata küsmüş.
Ertesi akşam, yani Noel bayramının birinci günü, titreyen
elleriyle ağacın üzerindeki minik mumları yakarken göz
yaşlarını tutamıyormuş. Minik mum yaşlı ninenin durumuna
pek acımış.
Mum yandıkça gözyaşı gibi süzülen mum damlalarından biri
tam güvercin yuvasının üzerine düşmüş. Soğuyup
katılaştığında mum damlası aslından ayırt edilemeyen bir
güvercin gibiymiş. İkinci damla da tam yuvanın yanına
düşmüş, soğuduğunda o da bir güvercin olmuş. Diğer ikisinin
yanına düşen üçüncü damla da minik bir güvercin olarak
soğumuş.
Yaşlı nine bu olup biteni daha sonra fark etmiş. Güvercinlerinin
nasıl olup da geri geldiklerini anlamamış. Ama çok sevinmiş.
Noel bayramı yeniden gerçek bir bayrama dönüşmüş onun
için.
Kim bilir, hayatta belki de bir şeyleri çok istemek gerek.
Tıpkı ninenin güvercinlerine tekrar kavuşmayı çok
istemesi gibi.