Yiyeceklerin doğadaki haline en yakın şekilde
tüketilmesinin kanseri önlemeye yardımcı olduğunu biliyor
muydunuz?İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma
ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, kanser ve
beslenmenin doğru orantılı olduğunu belirterek, ''Doğru beslenmeyle
kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir'' dedi. Aydın, yaptığı
açıklamada, Taş Devrinden bu yana insan metabolizmasında büyük
değişiklik olmamasına rağmen tüketilen gıdalarda büyük oranda değişiklik
olduğunu söyledi. ''Taş devri diyeti'' olarak adlandırdığı,
''yiyeceklerin doğadaki haline en yakın şekilde tüketilmesi esasına
dayanan beslenme tarzının uygulanmasının kanseri önlemeye yardımcı
olacağını'' belirten Aydın, şunları kaydetti:
''Taş Devri diyetinin genel ilkesi iki beyaz (şeker ve beyaz un)
mümkünse hiç yenmemelidir. Tuz (üçüncü beyaz) tamamen kesilmese de iyice
azaltılmalıdır. Yiyecekler doğadaki şekline en yakın olarak
tüketilmelidir. Yasaklar haricinde yeme sınırı yoktur. Çiğ yiyecekler
toplam beslenmenin en az yüzde 60'ını oluşturmalıdır.''
Aydın, kansere neden olan faktörlerin başında ''beslenme hataları ve
sigaranın geldiğini'' belirterek, ''Beslenme hataları yüzde 35, sigara
yüzde 30, enfeksiyon hastalıkları yüzde 10, mesleki hastalıklar yüzde 4,
alkol yüzde 3, çevre kirliliği yüzde 2, gıdalara konan katkı maddeleri
yüzde 1, bilinmeyen nedenler yüzde 15 oranında kansere neden oluyor''
dedi.
Kanseri önlemek için
''Doğru beslenmeyle kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir'' diyen Prof. Dr. Ahmet Aydın, bu konuda şu önerilerde bulundu:
''Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin. Hiçbir şekilde
tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren 'light' hafif yiyecek ve içecek
tüketmeyin. Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin.
Taş devri diyetini uygulayın. Bol taze sebze ve meyve yiyin. Yeterli
omega-3 alın. Ayçiçeği, mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları
diyetinizden çıkartın.
Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, içyağı ve
kuyruk yağı) yiyin. Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza
gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin. Pastörize
sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Günde iki diş
sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin. Günde 1-2 tatlı kaşığı
zerdeçal tozu tüketin. Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz). Stresten
uzak durun. İyi uyuyun. Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun. D
vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli şekilde güneşlenin ya da
D vitamini takviyesi alın. Yeterli derecede egzersiz yapın.
İşlenmiş soya ürünü yemeyin. Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama,
buharda pişirme) ile pişirin. Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi)
besin kayıplarına yol açar, ayrıca kanserojen olabilirler. Toprak
(güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik
tencere daha sonraki tercihlerdir. Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle
kullanmayın.'